SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CENAİZ

<< 623 >>

DEVAM: 4. Kişi'nin Ölünün Ailesine Ölüm Haberini Bizzat Vermesi

 

حدثنا أبو معمر: حدثنا عبد الوارث: حدثنا أيوب، عن حميد بن هلال، عن أنس بن مالك رضي الله عنه قال: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (أخذ الراية زيد فأصيب، ثم أخذها جعفر فأصيب، ثم أخذها عبد الله بن رواحة فأصيب - وإن عيني رسول الله صلى الله عليه وسلم لتذرفان - ثم أخذها خالد بن الوليد من غير إمرة ففتح له).

 

[-1246-] Enes İbn Malik (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu söyledi: "Sancağı Zeyd aldı. Zeyd şehid edildi. Sonra sancağı Ca'fer aldı, o da şehid edildi. Sonra onu Abdullah İbn Revaha aldı, o da şehid edildi. -Bu sırada Resulullah'ın gözlerinden yaşlar boşalıyordu- (Resulullah devam ederek şöyle dedi:) Sonra sancağı emir olmaksızın Halid İbnu'l-Velid aldı, sonra Allah onun önünü açtı.

 

Tekrar: 2798, 3063, 3630, 3757, 6242

 

 

AÇIKLAMA:     AÇIKLAMA’DAN SONRA BİR HADİS DAHA VAR

 Ölünün Yakınlarına Ölüm Haberini Vermek

 

İbnü'r-Reşîd şöyle demiştir: Bu başlığı koymanın amacı, ölüm haberini vermenin tümünün yasaklanmış olmadığını göstermektir. Yalnızca cahiliye halkının yaptığı şekilde yapmak yasaklanmıştır. Onlar kişinin öldüğünü etrafa duyurmak için evlerin kapıları önünde ve çarşılarda ölüm haberini ilan edecek kişiler gönderirlerdi.

 

İbnü'l-Murabit şöyle demiştir: Buharî'nin bu başlığı seçmesinin amacı şudur: Ölüm haberini vermek ölünün ailesini keder ve musibetlere duçar kılsa da vefat edenin yakınlarına bunu bildirmek caizdir. Çünkü bu kötülük gibi görünen fiilde de aslında bazı iyilikler vardır. Zira ölüm haberi alındıktan sonra ölünün yakınla­rı cenazesine katılmak, teçhiz ve tekfini ile ilgilenmek, cenaze namazını kılmak, dua etmek, onun için İstiğfar etmek, vasiyetlerini yerine getirmek vb. hükümleri uygulama konusunda gerekeni yapmak için derhal harekete geçerler.

 

Cahİlİye devrinde ölüm haberi verme adetine gelince; Saİd İbnü'l-Mansur şöyle demiştir: Bize İbn Aliye, İbn Avn'dan şunu nakletti: İbrahim'e dedim ki: "Araplar (cahiliye devrinde) ölüm haberi vermeyi çirkin görürler miydi?" İbrahim "Evet" dedi. İbn Avn dedi kî: Bir kimse ölünce bir kişi bineğine atlar sonra insanlar arasında 'falanın öldüğünü duyururum' diye bağırırdı." İbn Sîrîn şöyle demiştir: "Bir kimseye arkadaşının öldüğünün haber verilmesinde bir sakınca yoktur." Özetle söylersek; yalnızca ölüm haberini vermek mekruh değildir, bundan öte şeyler yapılırsa mekruh olur.

 

İbnü'l-Arabî şöyle demiştir: Hadislerin bütünü bir arada değerlendirildiğinde şu üç durum söz konusu olur:

 

1. Ölünün ailesine, arkadaşlarına ve salih kimselere ölüm haberini vermek sünnettir.

2. Öğünmek maksadıyla anma merasimine davet etmek mekruhtur.

3. Bağırıp çağırmak suretiyle ölüm haberi vermek haramdır.

 

 

باب: الإذن بالجنازة.

5. Cenaze Konusunda İzin

 

-وقال أبو رافع، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (ألا آذنتموني).

Ebü Rafi', Ebü Hureyre r.a.'den Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ŞU sözünü nakletmiştir:  "Bana haber verseydiniz ya!"

 

حدثنا محمد: أخبرنا أبو معاوية، عن أبي إسحاق الشيباني، عن الشعبي، عن ابن عباس رضي الله عنهما قال: مات إنسان، كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يعوده، فمات بالليل، فدفنوه ليلا، فلما أصبح أخبروه، فقال: (ما منعكم أن تعلموني). قالوا: كان الليل فكرهنا، وكانت ظلمة، أن نشق عليك، فأتى قبره فصلى عليه.

 

[-1247-] İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in  hastalığı sebebiyle ziyaret ettiği bir kişi öldü. Geceleyin ölmüştü, (yakınları da) onu geceleyin defnettiler. Sabah olunca bunu duyurdular. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana niçin bildirmediniz?" dedi.

 

Ölü'nün yakınları: "Gece olduğundan (gece karanlığında) sana zorluk çıkarmak istemedik." Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem o kişinin kabrine gelerek o'nun için cenaze namazı kıldı.